8 Şubat 2010 Pazartesi

HASTANE GÜNCESİ



Bir hastane odasındayım.Saat epeyce geçkin bir vakti gözteriyor.Bense hastane odasının penceresinden asvalt üzerinde akıp giden trafiğe bakıyorum.Otomobillerin far lambaları ve binaların renkli neon ışıkları geceyi aydınlatıyor.Odanın aralanmış kapısının diğer tarafından,hastane koridorundan,nöbetçi hemşirelerin ve hasta refakatçilerinin konuşma ve ayak sesleri kulağıma geliyor.

Sırt üstü,hareketsizce yattığım yatağımda,insanların uyuduğumu düşündükleri gündüz saatlerinde duyduğum cümleleri düşünüyorum."Vah zavallı genç kız ...Ne olmuş bu yavrucağa?Hayatının sonuna kadar bu halde olacakmış.Pek de gençmiş ,yazık"Hayatının sonuna kadar ...Hayatımın sonuna kadar... Kulağa ne kadar uzun geliyor değil mi?Oysa hayat,hastane odamın penceresinden gördüğüm otomobiller kadar hatta belki onlardan daha hızlı akıp geçiyor.Ama insan adı verilen varlık kendi hayatı söz konusu olmadıkça bu gerçeği anlamıyor.Belkide anlamak istemiyor...

Hiç yorum yok: