2010 Dünya Basketbol şampiyonası, THY Euroleague ve Türkiye Basketbol Ligi performansları ile hem milli takımımızın hem de Efes Pilsen’in vazgeçilmez oyuncularından biri olan Sinan Güler ile keyifli bir röportaj yaptık.
1)Sinan Güler' i tanıyarak başlayalım. Kendini bize anlatır mısın?
Bu soruya cevap vermek gerçekten zor. İstersen sen bu soruyu site üzerinden biyografi bölümünden bölümleri özetleyerek alabilirsin.
(Aynen öyle yapıyorum :) )
Sinan, 8 Kasım 1983, Salı günü İstanbul’da doğdu. Beşiktaş Spor Kulübü eski oyuncularından Fatma Nilgün ve milli takıma kadar yükselmiş; Türk Basketbol tarihinin en iyi oyun kurucularından biri olarak anılan Necati’nin ikinci çocuğuydu. Yeni sezon için Antalya BŞB ile anlaşan abisi Muratcan da milli takım forması giymiş bir basketbolcu olunca; Sinan için spor doğar doğmaz kendisini içinde bulduğu bir dünya oldu.
Basketbolun, aile yaşantısının vazgeçilmezi olduğu bir ortamda büyüyen Sinan spora ne zaman başladığı ile ilgili net bir tarih veremezken; spor hayatının ilk mihenk taşının, ağabeyi Muratcan’ın İ.T.Ü. Minik takımında oynadığı dönemde, abisiyle beraber Spor Sergi Sarayı’nda çıktığı maç olduğunu belirtiyor. Sinan’ın bu maçta Eczacıbaşı karşısında ürettiği iki sayı ise basketbol kariyerinin ilk sayıları olarak hatırlanacaktı. Hemen ardından Mori Marsel yönetimindeki İ.T.Ü. Minik takımına seçilen Sinan İ.T.Ü.’deki kariyerine başlamış oluyordu. Sinan, minik takımda başladığı sporculuk yaşantısına Yıldız takımın sonuna kadar İstanbul Teknik Üniversitesi’nde devam etti. Sonrasında İhsan Bayülken’in çalıştırdığı Beşiktaş Genç Takımı’na transfer olur ve buradaki takım arkadaşlarıyla da Kayseri’deki Türkiye Şampiyonası’na katılma başarısını gösterir. Altyapı yıllarının sona ermesi ile basketbol dünyasındaki profesyonel döneme adım atan Sinan ilk şansını Beşiktaş A takımında yer alarak yakaladı. Profesyonel basketbolu meslek olarak seçmesine rağmen, yüksek öğrenimin de öneminin farkındaydı; bu sebeple aynı dönemde İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler bölümünde üniversite hayatına başladı. Üniversite hayatının ilk senesinde olan Sinan, babası Necati Güler’ in başında bulunduğu Mavi Jeans Basketbol Kampı’nda Amerikalı antrenör Joe Cravens ile tanıştı. Bu tanışma ona, basketbol ve eğitim hayatında yeni ve çok önemli bir kapının açılmasını sağladı. Sinan, Cravens’ in desteği ile Amerika’daki Salt Lake Community College’ de basketbol bursu ile okumaya hak kazanmıştı. Salt Lake’deki ilk senesinde kolej basketboluna yabancı olması ve fiziksel olarak geride oluşundan ötürü istediği kadar süre bulamadı. İkinci senesinde ise hem takım kaptanı hem de takımın en çok süre alan oyuncularından biri oldu. Salt Lake Community College’ de iki senesini dolduran Sinan, NAIA okulu olan Carroll College’ a transfer oldu. Burada geçirdiği iki sene içerisinde Montana Eyaleti’nin başkenti olan Helena şehrindeki bu ufak okul NAIA liginde ülke çapında ses getirecek başarılara imza attı. Üniversiteyi bitirip Türkiye’ye dönen Sinan, Altar Tunçkol antrenörlüğündeki Darüşşafaka takımıyla 06/07 sezonu için anlaştı. Aynı sene içerisinde All-Star etkinliklerinde düzenlenen smaç yarışmasına katılarak burada ikinci oldu. Yeni sezonun başında ise Ergin Ataman’ın başına getirildiği Beşiktaş Cola Turka takımına transfer oldu. Milli Takım formasına ilk olarak 2007 yazında kavuştu. Bangkok’ta yapılan 2007 Universiade’ e katılan Sinan beşinci olan Milli takımı kadrosunda yer almış oldu. Universiade macerasından sonra Sinan, Beşiktaş gibi sezon içerisinde büyük beklentilerin bulunduğu bir takımın başarısı için ter dökmeye başladı. 2004 - 05 sezonundan beri şampiyon olamayan Efes Pilsen forması ile oynadığı ilk senesinde hem Türkiye Kupasını hem de Lig Şampiyonluğunu kazanan takimin bir parçası olan Sinan, sezon sonunda yoğun bir yaz dönemine girdi. Öncelikle seçildiği B Milli Takımı ile Akdeniz Oyunlarına katıldı. Pescara’ da düzenlenen oyunlarda takımın önemli silahlarından biri olan Sinan B Milli Takımının bronz madalya kazanmasında da önemli bir rol oynamış oldu. Sırada Polonya’da gerçekleşecek olan Avrupa Şampiyonası vardı. Sezon içersinde ve özellikle Akdeniz Oyunları sırasında tecrübesini pekiştiren Sinan, Avrupa Şampiyonasi’nda sekizinci olan takımın da önemli bir parçası olmayı başardı. (www.sinanguler.com)
2)Milli takımımızla çok önemli bir başarı kazandınız. Gümüş madalya ile ilgili düşüncelerin neler?
Dünya Şampiyonası’ nda gümüş madalya kazanmak gerçekten anlatılması zor bir duygu. Yaşadığım duygu, gurur, sevinç ve heyecanın bir karışımı olabilir. Türkiye'yi ve Türk Milletini bir spor etkinliğinde böyle temsil edebilmek gerçekten gurur verici.
3)Hidayet Türkoğlu'nun "maddi manevi" sözleri ve sonrasında alınan prim çok konuşuldu.Senin bu konudaki düşüncelerin neler?
Bu konuda yorum yapmak bana düşmez. Ama şampiyona sonrasında ulaşılan başarının daha çok konuşulmasını isterdim.
4)Bu sıra Allen Iverson'ın Beşiktaş Cola Turka'ya transferi çok konuşuluyor.Bir NBA yıldızının ligimizde oynaması Türk basketboluna neler getirir ya da götürür sence?
Türkiye'de basketbola olan ilginin artacağı kesin. Şimdiden Bjk Cola Turka' nin bütün maçlarında gördüğü ilgi, forma satışı, Avrupa ve Amerika basınının bu transfere gösterdiği ilgi ortada. O yüzden umarım Türk basketbolunu yukarıya çeken ve ilgiyi arttırmaya devam eden bir gelişme olmaya devam eder.
5)Örnek aldığın basketbolcular kimler?
Abim ve babam dışında kendi pozisyonumda oynayan, oynamış bütün oyunculardan bir şeyler örnek almaya çalışıyorum. Geçmişten Pistol Pete ve günümüzde oynayanlar arasında Manu Ginobili en çok beğendiğim oyunculardır. Tabii ki Michael Jordan izleyerek büyümüş biri olarak ona büyük bir hayranlığım olduğunu söyleyebilirim.
6)Unutamadığın bir maç anını anlatabilir misin?
Dünya şampiyonasında Sırbistan maçında yaşadığım heyecan bir daha tekrarlanırmı bilmiyorum. Kerem abinin attığı turnike ile birlikte inanilmaz sevinmiştik.
7)Sinan Güler basketboldan artan zamanlarda neler yapmaktan hoşlanır?
Boş vakitlerimde genelde arkadaşlarımla ve ailemle vakit geçiriyorum. Film ve dizileri takip ederek, playstation oynayarak geçiriyorum.
8)İnternette faal olan tek basketbolcumuzsun diyebiliriz sanırım. Hangi siteleri ve blogları takip edersin?
Genelde teknoloji ile ilgili siteleri ve blogları takip ediyorum.
9)Birazda Güler Ailesi'nden bahsedelim.Necati Güler'i basketbolcu olarak tanıyoruz.Baba olarak onu bize anlatır mısın?
10)Muratcan Güler' i de abi olarak anlatabili misin?
Bu iki soruya tek bir cevap vermem daha kolay olacak benim için;
Kendimi geliştirmemde babam ile ağabeyimin ikisinin de ayrı ayrı bana çok büyük katkıları olmuştur. Onların ve annemin ve bütün ailemin büyük destekleri ve motivasyonları ile umarım daha da ileri gidebilirim. Bizim çocukluğumuzda basketbol her zaman konuşulan bir şey olduğu için bizim için basketbolda ailenin parçası halinde. Babamın özellikle benim Amerika'da ki maçlarımı durmadan takip etmesi, daha sonrasında maçı izlemeye gelmesi aklıma gelen güzel bir anıdır. Aynı zamanda üçümüz her zaman kontak halinde olduğumuz için, hala basketbolumun daha da gelişmesi için bana yardımcı olmaya devam ediyorlar.
11)Abin ile aynı takımda mı yoksa ayrı takımlarda mı oynamayı tercih edersin?
Keşke aynı takımda oynayabilsek ama ikimizde benzer karakterde oyuncular olduğumuz için beraber aynıi takımda oynayamadık. Ama ilerleyen zamanlarda beraber aynı formada aynı anda sahada olmak isterim.
12)Geçtiğimiz aylarda Güler Ailesi' ne yeni bir üye katıldı ve amca oldun. Amca olmak nasıl bir duygu, yeni üyenin de basketbolcu olması düşünülüyor mu?
Amca olmanın verdiği heyecanı hala yaşıyorum. Henüz daha çok küçük ama ben onun biraz daha büyümesini bekleyeceğim. Sporcu olup olmayacağı konusu ise bence konuşulması için bile daha çok erken ama genlerinden dolayı şimdiden iyi sıçrayabileceğini söyleyebilirim. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder