TÜRK BAYAN BASKETBOLUNUN KAPTAN - I DERYA'SI

O birçok başarıya imza atan değerli bayan basketbolcularımızdan biri.O Türk bayan basketbolunun Kaptan - ı Derya'sı DERYA ÖZYER...

SORU:Sizi daha iyi tanımak isteyen basketbolseverler için kendinizi anlatabilir misiniz?
30 Temmuz 1967 Karadeniz Ereğli doğumluyum.İlk ,orta ve lise öğrenimimi burada yaptım.Basketbole sokak aralarında yaptığım maçlarla başladım.Ereğli Anadolu Lisesinde orta 1 den lise sona kadar olan dönemde okul takımında yer aldım. Bu süre zarfında Erdemirspor Kulübünde oynadım.İstanbul Teknik Üniversitesi elektrik mühendisliği bölümünü kazandıktan sonra İstanbul’a geldim. 1992’de buradan elektrik mühendisi olarak mezun oldum.Daha sonra aynı üniversitenin işletme mühendisliğinde yüksek lisans yaptım. Bu yıllarda basketbolden hiç kopmadım.Hobi olarak başladığım basketbolün zaman içinde benim gerçek mesleğim haline geldiğini gördüm. Beş sene İÜSBK ( İstanbul Üniversitesi Spor Birliği Kulübü ) ,iki sene Fenerbahçe ve dokuz sene Galatasaray formasını giydim. 1988-2001 yılları arasında A Milli Takımda aralıksız yer aldım. A Milli takım formasını 101 kez gururla taşıdım. Son altı sene Galatasaray ve Milli takımın kaptanlığını yaptım.Türkiye liglerinde 8 şampiyonluk,birçok Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye kupası sevinci yaşadım,ödüller aldım.1996 yılında Murat ÖZYER ile evlendim.2001 yılında basketbolu bıraktıktan sonra antrenörlüğe başladım.3 sene Yıldız Bayan Milli Takım , 1,5 sene Galatasaray altyapı,yarım sezon Erdemirspor A takım antrenörü olarak çalıştım.Erdemirsporla Türkiye kupası ve Play-off finali oynadık.Ertesi sene hedef küçültme kararı aldıklarından dolayı ayrıldım.Son olarak 2 sene İTÜ Genç Erkek takımını çalıştırdım.2007 yılında dünyaya gelen kızımız Ayşegül dolayısıyle antrenörlüğe 2 sene ara verdim.

SORU: Basketbol Derya Özyer için nerede ve ne zaman başladı?
Basketbol benim için Karadeniz Ereğli’de, 1970’li yılların ortalarında ,sokak aralarında yaptığımız maçlarla başladı.

SORU:Bir bayan olarak Türkiye'de sporcu olmak zor mu ?
Eskiden zordu ama profesyonelliği daha iyi kavrayıp profesyonelliğin gerekleri yerine getirilmeye başladığından beri bana göre kolaylaşmaya başladı.Kulüpler daha ciddi yatırımlar yapıyorlar, basketbol oyuncular tarafından hobi olmaktan çıkıp gerçek bir iş olarak görülüyor artık.Tabii bunda kazanılan paraların yüksek olmasının rolü büyük.Bence en büyük zorluk evlendikten sonra oluyordu fakat artık bayanların eşleri de olaya daha ciddi bakıyorlar ve eşlerine yardımcı oluyorlar.Bana göre tek zorluğu çocuk doğurduktan sonra basketbola devam ediyorsanız çocuğunuza göre de yaşamanız gerektiğinden bazen fedakarlıkların dozajı artabilir ve gerçekten zor olabilir diye düşünüyorum.

SORU: Spor camiasında bayan olmanın artıları ve eksileri neler?
Bayanların daha fazla sorumluluk sahibi olduğunu,daha disiplinli yaşadıklarını ve yaptıkları işe 4 elle sarıldıklarını düşündüğüm için başarıya daha az bütçelerle daha kolay ulaşabileceklerini düşünüyorum.Bu en büyük artı ama diğer yandan erkekler kadar bütçe ayrılmasını beklememekle beraber 3’te 1’i bütçelerin bile ayrılmadığını görüyoruz. Ayrıca bayan sporcular evlendikten sonra hele bir de çocuk sahibi olmuşlarsa üzerlerinde daha fazla sorumluluk olduğundan işleri erkek sporculara nazaran daha zorlaşıyor.

SORU:Şu anda Türkiye'de bayan basketbolu sizce ne seviyede?
Şu anda birden fazla takımın bayan basketboluna yatırım yapması çok sevindirici ama oynanan basketbol yapılan yatırımla doğru orantılı değil maalesef.Evet ligde herkes birbirini yeniyor bu da lige bir heyecan getiriyor ama oynanan oyunun kaliteli olduğunu düşünmüyorum.En azından benim beklentilerimi karşılamıyor.İşler sadece para vermekle de hallolmuyor.Ekibinizi de işini iyi yapan insanlardan oluşturmanız lazım.Türkiye’de maalesef bu herzaman böyle olmuyor.Bundan dolayı da gelinmesi gereken noktalara bir türlü ulaşamıyoruz.

SORU: Bu seviye yeterli mi ?
Bu seviye kesinlikle yeterli değil.Böyle düşünmemin sebebi çok yetenekli oyuncularımız var fakat bence olmaları gereken seviyede değiller .

SORU: Oyuncu olmak mı Antrenör olmak mı hangisi daha zor ?
Antrenör olmak kesinlikle daha zor çünkü basketbolun dışında bir sürü işle uğraşmak zorunda kalıyorsunuz.Normalde o işleri yapması gereken bilgili kişilerin olması lazım ama çoğu zaman istediğiniz ortamı yakalayamayabiliyorsunuz.Ayrıca antrenörlük yapabilmeniz için sadece iyi antrenör olmanız yeterli değil,sizi tutan bir ekibinizin olması lazım yani işin içine başka şeyler de giriyor.Tabii herşeyin olması gerektiği gibi olan kulüpler de var .Oyuncuyken işinizi yapıp gidiyorsunuz.Hele bir de iyi oyuncuysanız herşey sizin için mükemmeldir.Yani arka planda olan bitenden haberiniz yoktur.Fakat antrenör antrenman bittikten sonra da çalışır.

SORU: Bir anne olarak spora bakışınız nedir?
23 sene basketbol oynamış ve sonrasında da meslek olarak antrenörlüğü seçmiş biri olarak sporu ne kadar sevdiğimi söylemem gereksiz herhalde.Sporun insan hayatına birçok güzellikler getirdiğine inanıyorum.Sorumluluk duygusu,düzenli yaşam,kötü alışkanlıklardan kişileri uzak tutma,paylaşım ,başarı ve başarısızlıklarla baş edebilmek,sosyalleşmek bunlardan bazıları.Sporun bütün faydalarını görmüş biri olarak herkesin sporun herhangi bir branşı ile ilgilenmesini isterim. Bir anne olarak da, kendi kızımın da mutlaka sporun içinde olmasını arzuluyorum ama bu tamamen kendi kararıdır.Umarım sporu sever ve sporun içinde olur.

SORU: Kızınızın basketbolcu olmasını istermisiniz ?
Aslında bunun cevabını vermiş oldum sanırım.Umarım basketbolu sever ve oynamak ister.Biz de sonuna kadar onu destekleriz.Ama dediğim gibi bu tamamen kendisine bağlı.

SORU: Eşinizde çok değerli bir antrenör.Eşinizle aynı meslekte olmanın avantajları ve dejavantajları neler ?
Avantajları fikir alışverişimiz çok fazla oluyor.Özellikle ben Murat’tan çok şey öğrendiğimi söyleyebilirim.Dezavantajları ise bazen gereğinden fazla basketbol konuşuyor olmamız.Bir de ikimizin de yoğun olduğu dönemlerde az görüşüyor olmak bir dezavantaj.