Kazanan taraf ise yine kızdıran taraftı. Bunu derbilerde kaybeden ve de buna çok sinir olan bir Galatasaraylılıkla dile getirdiğimi söylemekte fayda var. Bu yine şu demek oluyor sakin olamassan kazanmakta imkansızlaşıyor. Kazanmak için bezdir gibi bir mantelite de bir düzen geliştirildi. İşin kolay görünen ama daha zor olan akabinde de dürüst olmayan kısmıdır bu. Hiç birimiz masum değiliz maalesef. Maç ise bir hayli zevkli geçti. İki uzatma periyotu oynandı. Üçüncü uzatmada ise yine son saliseye kadar devam eden çekişmeyi Galatasaray 74-72 kazanan taraftı. Bu sayede kısmende olsa futbolun acısını biraz sarmış olduk. Fakat işte bu bakış açısı bile bizim futbol anlayışımızın spor anlayışının önüne geçtiğinin bir göstergesi değil mi? Maalesef öle. Galatasaray kendisinden daha iyi ve tecrübeli bir takım olan Fenerbahçe Ülker'i haklı olarak yendi demek doğru olur. Ama seyirci konusunda çok fazla söylenecek söz var. Bence bu kavgacı kitleleri herhangi bir takım ile özdeşleştirmek anlamsız kaçar. Bu bizim Türkiyemizin bir gerçeğidir.
Bu arada Galatasaray'ın Litvanyalı oyuncusu Simas Jasaitis Yüzüklerin
efendisi'nin karakterlerinden Faramir'e ne
kadar da çok benziyor allah aşkına!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder