25 Haziran 2010 Cuma

KEYF-İ İSTANBUL

Aslında bayağı çok oldu İstanbul'dan döneli.Ama benim içimdeki tembellik şeytanı ile mücadelem anca şu dakika kazanılabildi.O da sanırım kanımdaki şeker oranının artması ile doğru orantılı.:)
Uzun zamandır bir türlü gidemediğim İstanbul'u nihayet gitmeyi başarmanın vermiş olduğu sevinç orada yakışıklı yeğenlerimi ve dost yüzler görerek daha da arttı.Sanırım bu sefer daha bir fazla gezmişim.Ankara'ya gelip fotoğraflarla ilgilenmeye başladığımda anladım bunu...O kadar çok fotoğraf vardı ki bilgisayara yüklenmesi gereken.Tabi kaç tanesinde ben varım bilmiyorum geneli benim çektiklerim.Çünkü tam anlamıyla bir poz verme özürlüyüm.Fotoğraf çekmeyi daha çok seviyorum.Buna iyice kanaat getirdim.:)





Her ne kadar Alper ve Bihter(http://suprizparti.blogspot.com/) bu özrümü aşmama yardım etmeye çalışsalar da ben yine beceremedim.Ama kabul etmek gerek onlar hem poz vermede hemde çekmede çok başarılar.Bihter'in tavla konusundaki başarısını da belirtmek gerek burada.Alper ve Uğur ikilisini hezeyana uğrattığını söylemeden geçemeyeceğim.Her neyse bu konuyu çok fazla deşmemek taraftarıyım sağlığım açısından.:D


İstanbul gezilerimin vazgeçilmez rehberi ve dostum Aslı'mı da unutamam.Yine bana inanılmaz güzellikte İstanbul planları yaptı ve uyguladık.Gerçi bir adalar ve Nevizade yapamadık ama olsun bir dahaki sefere onlarıda yapmak üzere sözleştik.Ayrıca Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker final serisinde de kardeşi Hasan ile beraber bana eşlik etmeleri çok muhteşem oldu.Bu arada devamlı ismini duyduğum ve tanışmayı istediğim bir başka arkadaş olan Banu ile de tanışmak güzeldi.
Aaaaaaaaaa Aslı'nın güzel annesi İclal teyzeyi unutmayayım.Her gittiğimde beni misafir eder ve o lezzetli yemeklerinden yedirmeden bırakmaz.:)


Ankara'da görüşemediğim hatta plan yaptığımız halde görüşemediğim dostlarla da İstanbul'da görüşebildim.İstanbul süprizlerle dolu olabiliyor.:DBunlardan ilki Ayşin oldu.Sonunda işsizlik denen şeytanın bacağını kırıp iş için eğitime geldiği İstanbul'da Beşiktaş semtinde görüştük.Ama sanırım en ilginci haftasonu kaçamağı yapan Sıla ve Yeliz ile görüşmemiz oldu.Her ayrıntıyı fotoğraflamışız.:D



Ama sanırım İstanbul'un benim için en çekici yanı yeğenlerim Doğu(6) ve Demir(1)...İki yakışıklı da çoooooook büyümüş ve şeker olmuşlar.Çok can yakacaklar gibime geliyor.:D Onlarla ne kadar bir arada olursam olayım onlara doyamıyorum.



Bir yerlerde de yazdım ya her ne kadar maksat gezmek hasret gidermek olsada basketbolsuz yapamadım.Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker final serisinin her maçında vardım.:DAbdi İpekçi Arena'ya girer girmez büyülendim desem abartmış olmam.Muhteşem bir spor salonu...




Ama bu gidişimde herzaman gittiğim bir yere gidemedim.Orasıda Ntvspor stüdyoları...Her İstanbu lgidişlerimin kalsik durağıdır.Dönerken bu durumun eksikliğini hissetmedim değil.O kadar gün içinde Filiz Aplamın erken çıkacağı günü seçince gitmek için... :( Neyse.
Oooooooooooooo biraz önce bahsettiğim o iki yakışıklının da anne ve babasını unutmamalıyım.Ne de olsa genelde onlarda kaldım.;)
Yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa Ben Şimdiden İSTANBUL'u özlediiiiiiim.Ne demiş şair "Ankara'nın en çok İstanbul'a dönüşlerini seviyorum".

3 yorum:

Uğur ! dedi ki...

ayponum neden yok?

ebruli dedi ki...

ya yazdıktan sonra fotoğraflara bakarken aklıma geldi yazmaya üşendim :D
burada da olmayı versin o aypon yahu :)))))))

Alper dedi ki...

@2 verdim şukunu.