7 Şubat 2011 Pazartesi

3 SAYI PROFESÖRÜ



Mersin'de başlayıp İstanbul'a uzanan ve Dünya 2.liği ile şahlanan bir basketbol yaşamı... Daha nice de başarılar eklenecek bir kariyere sahip Ömer Onan ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik.



Basketbola nasıl başladın?

Basketbola Mersin'de başladım.İlkokul 3.sınıftaydım.Okul takımına girdim.Ortaokullar şampiyonasında Türkiye 3.sü olduk.Oradan da 15 yaşımda Efes Pilsen yıldız takımına transfer oldum.

Efes Pilsen altyapısından yetişen bir oyuncu olarak kapatılması ya da ismini değiştirerek devam etmesi konusundaki düşüncelerin neler?

Efes Pilsen'in Türk basketboluna yaptığı çok büyük katkılar var.Bu 35 senedir devam eden bir katkı.Türk basketbolunun gelişmesinde,görselleşmesinde çok büyük katkıları var.Baktığınız zaman milli takıma ve Türk basketboluna kazandırdığı onlarca oyuncu var ve bende bunlardan biriyim.Benim zmanımdan aklıma gelenler Hisayet Türkoğlu,Hüseyin Beşok,Bora Sancar,Erdal Bibo,Mirsad Türkcan...Sahada Efes Pilsen sonuna kadar rakibimiz,kazanmak için oynarız.Ama Efes Pilsen'in kapanmaması içinde sanuna kadar mücadelemizi veririz.



Fenerbahçe Ülker'in top 16 şansını nasıl değerlendiriyorsun?

Grup benim beklediğim gibi çıktı.Daha zor bir grupta çıkabilirdi.İlk etapta burada bizim ilk 8'i düşünmemiz gerek.İlk 8 önemli bir eşik.Eğer oraya gelirsek sonrasında herşey olabilir.Final Four içinde aynı şeyleri konuşuyoruz.4-5 Sene ilk 8 içinde olabilirsek sonrasında illa ki Final Four oymayabileceğimize inanıyorum.Takım olarak hep ilk 8 içinde kalmamız lazım.Grubumuzdaki takımların hepsi ciddi birer rakip.Ama kendi evlerinde bu takımların hepsini yenmemiz gerek.Deplasmanda alacağımız her galibiyet bizi ilk 8 içine sokacaktır.



Bizlere çok güzel bir Dünya Şampiyonası yaşattınız.Peki Ömer Onan için şampiyona nasıl geçti?

Kariyerime baktığım zaman birçok şapiyonluklar yaşadım.Finaller oynadım.Milli takımlarda Avrupa 3.lüğü yaşadım.Ama bu kadar büyük bir yaşadığımı hatırlamıyorum.Kariyerimin en önemli başarısı diyebilirim.Doğup büyüdüğün ülkenin milli formasını giymek,o bayrak için mücadele etmek ve kendi evinde olması her şeyi çok daha güzel yaptı.Tabii zordu.Sorumluluğumuz çok artmıştı.Kendi evimizde oynadığımız için olası bir başarısızlıkta başımıza neler gelebileceğini çok iyi biliyorduk.Çünkü bunları hep yaşayan insanlarız.Başarılı olduğunuz zaman insanlar sizi bir yerlere getiriyorlar ama kaybettiğiniz zaman da yerin dibine sokuyorlar.Stres vardı.Ama sonunda her şey istediğimiz gibi oldu ve çok büyük bir guru yaşadık.Kariyuerimde beni tatmin eden ve gurulandıran en büyük başarıyı yaşadım diyebilirim.


Şampiyonada unutamam dediğin bir anını paylaşır mısın?


Sırbistan maçı...Kerem attıktan sonra müthiş bir sevinç yaşadık.Maç bitti.Herkes sahanın içinde Sonra baktım masada hakemler tekrar 0.5 saniye oynatacaklarına karar verdiler.Orada biraz kötü oldum.Sonuçta sayı da yiyebilirdik.Gerçekten iyi bir oyun yaptılar.Bizim yanlışlarımızı iyi değerlendirdiler.Şunu düşündüm;bu kadar sevindik,mutlu olduk,bunun yıkımı çok kötü olurdu.Biz bu tür maçları çok oynadığımız için alışığız.Ama ben o an biraz gerildim ve heyecanlandım.



Basketbol dışında zaman nasıl geçiyor?


Basketbol bütün zamanımı alabiliyor.Basketbol dışında pek zamanım olmuyor.Ama elimden geldiği kadar ailemle birlikte olmaya çalışıyorum.3 Tane çocuğum var.Onlarla ve arkadaşlarımla zaman geçiriyorum.Bu çok fazla olmuyor.Tatillerde bile milli takımda oynadığımız için tatil fırsatımız pek olmuyor.Bayram,yılbaşı gibi özel gün tatillerimiz yok.Benim için en önemlisi ailem ile birlikte olabilmek.Boş zamanlaraımı genelde onlara ayırıyorum.

Yiğit'i zaman zaman maçlarda görüyoruz.Heyecanlanların başında geliyor.Basketbolcu olmayı istiyor mu?

Keşke el vermek ile olsa Ama bunu Yiğit'in çok istemesi,çalışması ve disiplinli olması lazım.Bu zamanda çocuklar herşeyi çok çabuk tüketiyorlar ve sıkılıyorlar.Çok alternatifleri var.Bu yüzden bir işe konsantre olmaları çok zor oluyor.Ben elimden gelen her katkıyı ona yapıyorum.Yeteneği varsa,oynamak isterse oynar.Oynayamazsa da başka şeyleri isteyebilir.Benim için önemli olan ne olacaksa ne yapmak istiyorsa onun hakkını versin.Bizim ülkemizdeki en büyük zafiyetlerden biri herşeyi yapmaya çalışmamız.İstediğimiz ne varsa buna karar verip onun için gereken herşeyi yapmak gerekiyor.İş ahlakı,disiplin,çok çalışma... Bunlar çok önemli.

Eşinin tribünde olması maç içindeki motivasyonunu arttırıyor mu?


Tabii ki...İnsanın sevdiklerini bir arada görmesi motivasyonunu etkiliyor.Onu orada görmek benim için önemli.Hatta bir maçta trafiğe takıldı.Maç başladı.Ben onu göremediğimde tedrigin oldum.10 Senedir -eğer hastalık yoksa,çocuklardan birinde bir şey yoksa- Aslı her zaman maçlara gelmiştir.Ama olmadığı zamanda acaba nerde bir şey mi oldu diye düşünüyorum.



Son olarak;Ömer Onan basketbolu bırakınca neler yapmayı düşünüyor?

Herhalde basketbolun içinde kalırım.Bunca sene Türkiye'de çok üst düzey takımlarda ve milli takımda oynamış bir oyuncu olarak tecrubelerimi bi şekilde yeni gelen nesillere aktarabilmem gerek.Bu antrenörlük olabilir,menejerlik olabilir...Hangisi olacağını bilemiyorum ama basketbolun içinde kalacağıma inanıyorum.

Teşekkürler Ömer Onan...

1 yorum:

twitter/ersien dedi ki...

Bir çırpıda okudum güze lbir röportaj olmuş.