28 Eylül 2011 Çarşamba

MAÇ ARASI SOHBETİ



Bu sene Beko Basketbol Ligi Ankara basketbolu için daha renkli ve çekişmeli geçecek.Çünkü Hacettepe Üniversitesi Basketbol takımı'nın da 1.lige çıkması ile beraber başkentin artık bu ligde iki takımı var.Bu olaya da benden daha çok sevinmiş bir Ankartlı basketbolsever daha varmıdır bilmiyorum. :)İşte o yeni 1.lige çıkan Hacettepe Üniversitesi basketbol takımının baş Antrenörü Alp Bayramoğlu ile hazırlık maçları arasında gerçekleştirdiğimiz kısa sohbet...
Alp Bayramoğlu'nu tanıyarak başlayalım mı?
1969 Zonguldak doğumluyum.Evliyim.İki çocuk babasıyım.Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğretim görevlisiyim.Ankara'da uzun yıllar basketbol oynadım.Eski bir basketbol oyuncusuyum.Şu anda da antrenörlük ve öğretim üyeliği görevlerini sürdürüyorum.



Basketbola nasıl başladınız?
Bizim jenerasyonun %90'ına bu soruyu sorduğunda aynı cevabı verirler sanırım,"Beyaz Gölge dizisi ile başladık basketbola".İlkokulk dönemimden beri basketbolu çok severek devam ettirdim.



Peki Hacettepe Üniversitesi'ndeki basketbol macerasına nasıl başladı?
Ben 1988 yışlında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne geldim.Ankara'da o dönemde Mülkiye'de basketbola başladım.O dönemden beri Mülkiye,Ted Ankara Kolejliler gibi Ankara'da ekol olmuş kulüplerde görev aldım. Ankara hep basketbolda ekol kulüpler,ekol oyuncular ve basketbol adamları yetiştirmiş bir şehirdir.Bizim de , Hacettepe Üniversitesi'nde olduğum yıllardan beri hayalimizdi.Hacettepe Üniversitesi'ni de bu işin içine nasıl sokarız?Hacettepe Üniversitesi çok büyük bir kurum.Rektörümüz Prof.Dr. Uğur Erdener'e projemizi sunduk.Rektörümüz de uygun gördü.Çünkü Prof.Dr. Uğur Erdener de sporda önemli bir yerde,sporun içerisinde olan insanlardan biri,eski basketbolcu.Rektörümüzün de destek vermesi ile bu işe başladık.Hacettepe Üniversitesi dört yıl önce başladı.Bu senede takımı hedeflediğimiz yere,Beko Basketbol Ligi'ne,getirdik.



Beko Basketbol Ligi'nde Hacettepe Üniversitesi'nin hedefi neresi?
Bu sene Beko Basketbol Ligi'nde bir hedefr belirlemek şu aşamada bizim için çok zor.Çünkü çok yeni bir takımız.Ama kurulduğumuz günden beri amacımız hep yukarıya doğru gitmek oldu.Şimdi Beko Basketbol Ligi'nde de ilk etapta kalıcı olup,lige hem üniversite olarak hem de organizasyon olarak adapte olup yukarıya doğru çıkmak istiyoruz.



Bir antrenör olarak bu seneki milli takımımıza bakış açınız nedir?
Şanssız bir bir turnuva yaşandı.İyi hazırlanılmış iyi bir kadroydu.Bu savunmamızdan ve sertliğimizden belliydi.Ama dönem dönem her takımın başına gelen şanssızlıklar yaşandı.Bir ivme yakalanamadı.Polanya maçı ile bir düşüşe geçtik ama İspanya maçı ivme olabilirdi.Takım olarak bir hava yakalanamadı.Ben en çok ona bağlıyorum durumu.Turnuvalar böyledir.Ne kadar iyi takım olursanız olun,bireysel olarak ne kadar iyi oyunculardan kurulu olursanız olun o turnuvadaki ritmi,ivmeyi yakalayamamak çok şeye malolabiliyor.Bence bu seneki takımın en büyük dejavantajı buydu.Çünkü,dikkat ettiyseniz eğer,bu turnuvanın en az sayı yiyen takımlarından bir tanesi milli takımımızdı.Belki son topu orada Ersan Sırbistan maçında sokmuş olsa,o top girmiş olsa bu sefer "çok başarılıyız" denirdi.Her takımı zorlayıp finale kadar da gidebilecek potansiyelimiz vardı.O yüzden ben biraz daturnuvanın havasına şanssızlığa bağlıyorum.Orhun'un da şanssızlığı diyelim.Çünkü bir sene önce Türkiye'de oynanan Dünya Şampiyonası'nda taraftarın da motivasyonuyla inanılmaz ritmli bir milli takımı aldı.Bence hiç kötü değillerdi.Ama takımı en tepede aldı.Oradan böyle bir şey yaşamak başarısızlık sayıldı.Ama maalesef basketbolda,belki her sporda öyle,atılan o son top girse başarılı girmese başarısız.O yüzden de ben kendi açoımdan başarısız bulmuyorum.

Çocuklarınızın basketbol ile arası nasıl? Basketbolcu olmalarını ister misiniz?
İkisininde basketbolcu olmasını isterim.Artık yıllardır bu işin içerisindeyim.Salonlar,parkeler dünyam oldu.Onlarda doğduklarından beri salonlarda büyüdüler.Ama herzaman onlarada altyapıdaki oyuncularada söylüyorum.Bu işi eğitimleri ile birlikte götürmeleri lazım.Hatta eğitimlerinin ön planda olması gerekir.Maalesef Türkiye'deki basketbol yapısında bu çok zor.Bir noktada seçim yapmak gerekebiliyor.Bizim dönemimizde böyle değildi.Şu anda gerçekten çok zor.Büyük oğlum Kaan Ted Ankara Koleji'nde altyapıda başladı.Şimdi Hacettepe Üniversitesi Yıldız Takımı'nda devam ediyor.Küçük oğlum Cem 2002 doğumlu.O aslında çok hareketli gibi... Küçük takımdan yetişiyor.bakjalım ondan da ümitliyim.İyi bir guard olabilir. :)

Klasikleşmiş bir son soru...Unutamadığınız bir maç anınızı anlatabilirmisiniz?
Büyük Kolej'de antrenörlüğe başladım.Ted Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi'nde devam ettim.Unutamadığım pek çok maç oldu.Ama geçen sene,belki de çok yakın olduğu için,aklımda kalan Konya maçı ve Derya'nın attığıson üçlük unutamadığım maçtır.Çünkü biz o turnuvayı iyi oynamadık.Ama çok mücadele ettik.Konya altı kez karşılaştığımız takım ve altı maçtada kazanmıştık.Ama bu 1.lige çıkma maçıydı.Çok stresli ve gergin bir maçtı.Maç boyunca bütün ritm kötü ama Derya'nın yere düşerken atmış olduğu top girdi ve başarılı olduk.Bu bizim açımızdan unutulmaz bir maç.Bence birçok şeyide anlatıyor.

Basketbolda başarılı-başarısız çok göreceli bir kavram...

1 yorum:

Ferhat Yeşiltaş dedi ki...

Güzel bir çalışma olmuş, teşekkürler.