Londra Olimpiyatları için mücadele eden A Milli Kadın Takımımız önündeki ilk iki engeli zorlanmadan aşmayı başardı.
25.Haziran.2012 de Ankara Spor Salonu'nda millilerimiz Porto Riko ile karşılaştı.Bu karşılaşmanın ilk hücumu ve ilk sayısı konuk ekip Porto Riko'dan gelirken yanıt oyuncumuz Birsel Vardarlı'dan geldi.Karşılaşmaya iyi başlayan takım millilerimiz olurken Porto Riko yakın skor takibindeydi.Millilerimiz 7.52'de Bahar Çağlar ile serbest atışlardan sayı üretti.Ama milli takımımız üst üste aldığı hücum ribaundlarından faydalanamayınca Porto Riko 9-8 öne geçti.Porto Riko bu dakikalarda iyi savunmasıyla dikkat çekse de millilerimiz skoru 9-11 lehine taşıdı.Savunma açıklarını hücumlarda kapatan millilerimiz skor üstünlüğünü korudu ve ilk çeyrek 12-24 Türkiye üstünlüğünde geçildi.
2.Çeyrek Türkiye hücumu ile başladı.Millilerimiz top kaybı yaparken çeyreğin ilk sayılarını serbest atışlarla Porto Riko kaydetti.Ama Porto Riko'nun üst üste yaptığı fauller millilerimiz için sayı fırsatları oldu.Millilerimiz savunma ve hücumda dengeyi sağladığı dakikalarda sayı farkını açtı.Skorda üstünlüğü sağlaymayan Porto Riko soyunma odasına 22-35 geride gitti.
2.Yarı Porto Riko hücumu ile başladı.2.Yarıda karşılıklı sayılar kaydedildi.Millilerimiz 2.çeyrekte kurdukları savunma-hücum dengesini korudu.Ama Porto Riko 5.15'de toparlanmaya başladı.Millilerimizde rakibin toparlanmasına izin vermeyen isim çaldığı toplar ile Işıl Alben oldu.3.Çeyrek 39-50 millilerimizin üstünlüğünde geçildi.
Karşılamanın son çeyreği Türkiye hücumu ile başladı.Son çeyreğin ilk dakikalarında da karşılıklı sayılar kaydedilirken millilerimiz güzel hareketlerle sayılar bularak skoru 41-56'ya taşıdı.Ama üst üste top kayıpları yapan millilerimiz Porto Riko sayılarına da engel olamayınca aradaki sayı farkı tek hanelere indi.(51-59)Sonrasında gelenb serbest atışlarla fark tekrar 10 sayıya çıktı.Bu karşılaşma 53-65 Türkiye galibiyeti ile sonuçlandı.
Millilerimizin 2.sınavı 26.Haziran.2012'de yine Ankara Spor Salonu'nda Japonya'ya karşıydı.
Karşılaşmanın ilk hücumu millilerimzden geldi.Ama hücumda sayı üretemeyen millilerimiz serbest atışlarla sayı buldu.Japonya'da yanıt gecikmezken her iki takımda karşılaşmaya iyi başladı.Japonya'nın top kayıpları milli takımımızın sayıları oldu.Ama Japonya sert savunmasıyla millilerimizi boş hücumlara zorladı.Japonya bu dakikalarda Kuanitra Holingsvorth'ın skore oyununa engel olamadı.Buna rağmen millilerimzde top kayıpları artınca Japonya sayı farkının açılmasını engelledi.İlk çeyrek 16-8 Türkiye üstünlüğünde geçildi.
2.Çeyrek Japonya hücumu ile başladı.Bu hücumunda sayı bulamayan Japonya 2.hücumunda çeyreğin ilk sayılarını da kaydetti.Bu sırada hücumda aksayan millilerimiz aradaki sayı farkının azalmasıyla beraber mola aldı.Mola sonrası millilerimiz Esmeral Tunçluer ile sayı buldu.Penetrelerle sonuca giden millilerimiz skoru 27-18'e getirdi.İlk yarı 36-23 Türkiye üstünlüğünde geçildi.
2.Yarı Japonya hücumu ile başladı.Japonya serbest atışlardan sayı buldu ve 2.yarı Japonya için iyi başladı.Millilerimiz 3.çeyrekte ilk hücumlarından boş döndü.(30-36)Çeyrekteki ilk sayılarımız 8.00'da serbest atışlarla geldi.Japonya aradaki sayı farkını kapatırken millilerimizde Birsel Vardarlı kritik bir 3 sayı buldu.Bu sayı sonrası toparlanan millilerimiz farkın kapanmasını engelledi.Nevriye Yılmaz'ın gerek top çalmaları gerek blokları bu dakikalalarda millilerimizin artılarıydı.3.Çeyrek 52-39 Türkiye üstünülüğnde geçildi.
Son çeyrek Türkiye hücumu ve Işıl Alben'in sayısı ile başladı.Japonya son çeyrekteki ilk sayılarını 5.27'de bulurken millilerimiz farkı giderek açtı.Sayı bulduktan sonra toparlanan Japonya üst üste sayılar bulsa da karşılaşma 65-49 Türkiye üstünlüğünde sonuçlandı ve millilerimiz adını çeyrek finale yazdırdı.
27 Haziran 2012 Çarşamba
25 Haziran 2012 Pazartesi
KIRMIZILAR HAZIR MI?
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nı basketbolseverler unutamamıştır sanırım.İnanılmaz atmosferlerde,muhteşem maçlar oynanmıştı.Erkek milli takımımız finalde ABD'ye mağlup olsa da dünya ikinciliği ilkini yaşatmışlardı.Ankaralı basketbolseverler İstanbul'a millilerimizi namağlup yolcu etmişti.:)Hani bir uğur yapılmıştı.Hatırlayanlar mutlaka olacaktır.Ankara Arena giyilen t-shirtler ile kırmızıya boyanmıştı.
İşte şimdi aynı salonda aynı atmosferi kadın millilerimiz için tekrarlama zamanı.Başlıktan da anlaşılacağı üzere haydi kırmızılar tekrar çıksın ortaya ve bu sefer kadın millilerimizi başkentimiz Ankara'dan Londra Olimpiyatları'na yolcu edelim.:)
MAÇ PROGRAMI
25 Haziran 2012
14:30 Hırvatistan - Mozambik
16:45 Yeni Zelanda - Çek Cum.
19:00 Porto Riko - TÜRKİYE
21:15 Mali - Kanada
26 Haziran 2012
14:30 Mozambik - Kore
16:45 Yeni Zelanda - Arjantin
19:00 TÜRKİYE - Japonya
21:15 Kanada - Fransa
27 Haziran 2012
14:30 Kore - Hırvatistan
16:45 Japonya - Porto Riko
19:00 Arjantin - Çek Cum.
21:15 Fransa - Mali
29 Haziran 2012
14:30 (#13) A Gr. 1 - B Gr. 2
16:45 (#14) B Gr. 1 - A Gr. 2
19:00 (#15) C Gr. 1 - D Gr. 2
21:15 (#16) D Gr. 1 - C Gr. 2
30 Haziran 2012
18:00 (#17) Kaybeden 13 - Kaybeden 15
20:15 (#18) Kaybeden 14 - Kaybeden 16
1 Temmuz 2012
18:00 Kazanan 17 - Kazanan 18
17 Haziran 2012 Pazar
MAÇLAR+DOSTLAR=İSTANBUL 2
İstanbul notlarına gecikmeli olarak devam ediyorum.Maçlar kısmını anlatmıştım değil mi?Hadi şimdide biraz gezme kısmına dalalım. :)
GEZİLEEEEEEER
Ben İstanbul'u ne kadar gezsem de doyamıyorum.Hele bir de yanımda sağlam bir İstanbul rehberim varsa. :) Evet İstanbul gezilerimin vazgeçilmez rehberi Aslı yine iş başındaydı.Ben gitmeden önce gerek sosyal medyadan gerekse telefondan "Aslı bak şöyle bir yerde varmış oraya da gidelim." tacizlerime her seferinde sabırla "tamam gideriz sen hele bir gel" cümlesini kurdu ve tabi ki o yerlere gidildi. :)
Onlardan biri adını benim fotoğraf tutkumu da bilen rehberim Aslı'dan hep duyduğum Ara Kafe'ydi.Türkiye'nin hatta belki dünyanın en iyi fotoğraf üstadlarından Ara Güler'in sahibi olduğu kafe üstadın çekmiş olduğu fotoğraflarıyla dolu duvarlarında eski İstanbul'dan bir köşe gibiydi.Ben fotoğraflara bakmaya dalmışken Aslı'da ne yiyeceğimiz konusunda önerisini yapmıştı bile...Soya soslu lezzetli bir makarna yedikten sonra İstiklal Caddesi'ni boydan boya yürümek iyi geldi. :)Bu arada İstanbul ile ilgili bu güvenilir rehberden sizde tavsiyeler isterseniz gideceğiniz adres www.aslicahayat.blogspot.com
Sonraki günlerde bize başka bir İstanbul rehberi de katıldı.Gerçi buluştuğumuz gün epeyce yağmurluydu ve alışveriş merkezlerinde gezilen bir gün oldu.Ama sohbet ve tabiki bakılan kahve falları öyle keyifliydi ki dışardaki yağmur iyi bile oldu dedirtti.
İstanbul'da sadece Aslı'ya rehberlik yaptırmadım.Taaaaaaa Afyon'dan üniversite zamanımdan bir dost vardı ki beni o güzel evinde de ağırladı.Sevcan bana üniversitenin kazandırdığı dostlardan biri.Muhteşem ev sahipliği ve yine aklımda gitmenin hep olduğu ama nasıl gideceğimi bilmediğimden dolayı gidemediğim Çamlıca Tepesi'ne götürdüğü, için tekrar teşekkürler.
Anadolu Yakası'nda olunurda Kız Kulesi'nden bahsedilmeden geçilir mi?Ben bu yapıyı neden bu kadar çok seviyorum inanın bilmiyorum.Ama ne zaman Beşiktaş sahilde otursam dalıp gittiğim yer Kız Kulesi oluyor.Bu sefer kıyıya daha yakın bir yerden görmek kısmet oldu.Ümit Görüken Kız Kulesi fotoğrafları için teşekkürler.
Uzun zaman sonra ilk defa bowling oynadım.Ama sonuç tam bir hüsran oldu.Eeeeeeee ne de olsa deplasman sayılır.Erkan Kalay Ankara'da rövanş istiyorum. :)
İstanbul'da sadece arkadaşlar değildi rehberim.Kuzenim Melis'le de İstanbulda zaman geçirmek güzeldi.Kuzen zaman ayırdığın için teşekkürler.
Gezmek denildi mi o kadar çok not var ki burada hepsini anlatmak imkansız.:)İstanbul'un benim için asıl anlamı olan kısma gelelim.
KÜÇÜK YAKIŞIKLI AŞKLARIM!!!!!!!
Evet İstanbul'da iki tane yakışıklı küçük aşkım var.Her geçen gün biraz daha büyüselerde onlar benim hep küçük aşklarım olacak sanırım.Bu sefer arkadaşlarımla biraz fazla zaman geçirmişim.İlk yakışıklım Doğu'm öyle dedi.
Ama Bebek Parkı'nda geçirdiğimiz keyifli günde birazcık gönlünü aldığımı düşünüyorum.Havanın güneşli ve sıcacık olduğu bir günde dahi ev kuşu olmak istese de dondurma yemeye hayır diyemeyeceğini bilen ben onu evden çıkarmayı başardım. :) Evden ufak bir rüşvetle çıksak da parkta neredeyse bütün gün koşturmak,beraber fotoğraf çekmek ikimize de iyi geldi.Tabii yenilen abur cuburlarda cabası.:D
Bir de diğer yakışıklım var.Demir'im de her gördüğümde değişiyor.Konuşmaları,hareketleri öyle sevimli ki yaramazlık yaptığında kızmak neredeyse imkansız.:)Hele scooter kullanması muhteşemdi.
İkisini de yine çoooooook özledim.
Ben bu yazıyı burada bitirsem iyi olacak.zaten yazdıkça anlatacak pek çok şey geliyor aklıma.
GEZİLEEEEEEER
Ben İstanbul'u ne kadar gezsem de doyamıyorum.Hele bir de yanımda sağlam bir İstanbul rehberim varsa. :) Evet İstanbul gezilerimin vazgeçilmez rehberi Aslı yine iş başındaydı.Ben gitmeden önce gerek sosyal medyadan gerekse telefondan "Aslı bak şöyle bir yerde varmış oraya da gidelim." tacizlerime her seferinde sabırla "tamam gideriz sen hele bir gel" cümlesini kurdu ve tabi ki o yerlere gidildi. :)
Onlardan biri adını benim fotoğraf tutkumu da bilen rehberim Aslı'dan hep duyduğum Ara Kafe'ydi.Türkiye'nin hatta belki dünyanın en iyi fotoğraf üstadlarından Ara Güler'in sahibi olduğu kafe üstadın çekmiş olduğu fotoğraflarıyla dolu duvarlarında eski İstanbul'dan bir köşe gibiydi.Ben fotoğraflara bakmaya dalmışken Aslı'da ne yiyeceğimiz konusunda önerisini yapmıştı bile...Soya soslu lezzetli bir makarna yedikten sonra İstiklal Caddesi'ni boydan boya yürümek iyi geldi. :)Bu arada İstanbul ile ilgili bu güvenilir rehberden sizde tavsiyeler isterseniz gideceğiniz adres www.aslicahayat.blogspot.com
Sonraki günlerde bize başka bir İstanbul rehberi de katıldı.Gerçi buluştuğumuz gün epeyce yağmurluydu ve alışveriş merkezlerinde gezilen bir gün oldu.Ama sohbet ve tabiki bakılan kahve falları öyle keyifliydi ki dışardaki yağmur iyi bile oldu dedirtti.
İstanbul'da sadece Aslı'ya rehberlik yaptırmadım.Taaaaaaa Afyon'dan üniversite zamanımdan bir dost vardı ki beni o güzel evinde de ağırladı.Sevcan bana üniversitenin kazandırdığı dostlardan biri.Muhteşem ev sahipliği ve yine aklımda gitmenin hep olduğu ama nasıl gideceğimi bilmediğimden dolayı gidemediğim Çamlıca Tepesi'ne götürdüğü, için tekrar teşekkürler.
Anadolu Yakası'nda olunurda Kız Kulesi'nden bahsedilmeden geçilir mi?Ben bu yapıyı neden bu kadar çok seviyorum inanın bilmiyorum.Ama ne zaman Beşiktaş sahilde otursam dalıp gittiğim yer Kız Kulesi oluyor.Bu sefer kıyıya daha yakın bir yerden görmek kısmet oldu.Ümit Görüken Kız Kulesi fotoğrafları için teşekkürler.
Uzun zaman sonra ilk defa bowling oynadım.Ama sonuç tam bir hüsran oldu.Eeeeeeee ne de olsa deplasman sayılır.Erkan Kalay Ankara'da rövanş istiyorum. :)
İstanbul'da sadece arkadaşlar değildi rehberim.Kuzenim Melis'le de İstanbulda zaman geçirmek güzeldi.Kuzen zaman ayırdığın için teşekkürler.
Gezmek denildi mi o kadar çok not var ki burada hepsini anlatmak imkansız.:)İstanbul'un benim için asıl anlamı olan kısma gelelim.
KÜÇÜK YAKIŞIKLI AŞKLARIM!!!!!!!
Evet İstanbul'da iki tane yakışıklı küçük aşkım var.Her geçen gün biraz daha büyüselerde onlar benim hep küçük aşklarım olacak sanırım.Bu sefer arkadaşlarımla biraz fazla zaman geçirmişim.İlk yakışıklım Doğu'm öyle dedi.
Ama Bebek Parkı'nda geçirdiğimiz keyifli günde birazcık gönlünü aldığımı düşünüyorum.Havanın güneşli ve sıcacık olduğu bir günde dahi ev kuşu olmak istese de dondurma yemeye hayır diyemeyeceğini bilen ben onu evden çıkarmayı başardım. :) Evden ufak bir rüşvetle çıksak da parkta neredeyse bütün gün koşturmak,beraber fotoğraf çekmek ikimize de iyi geldi.Tabii yenilen abur cuburlarda cabası.:D
Bir de diğer yakışıklım var.Demir'im de her gördüğümde değişiyor.Konuşmaları,hareketleri öyle sevimli ki yaramazlık yaptığında kızmak neredeyse imkansız.:)Hele scooter kullanması muhteşemdi.
İkisini de yine çoooooook özledim.
Ben bu yazıyı burada bitirsem iyi olacak.zaten yazdıkça anlatacak pek çok şey geliyor aklıma.
5 Haziran 2012 Salı
MAÇLAR+DOSTLAR=İSTANBUL 1
Aslında İstanbul'dan geleli epeyce oldu diyebilirim.Ama ben Ankara'ya adapte olma süresini İstanbul'da kalma süresi gibi uzun tutunca anca bilgisayar başında yazı yazmaya başladım.O kadar çok anlatacak hikaye birikti ki yine...Fotoğrafları incelerken iyice farkettim ki bu yazı birazcık uzun sürecek.Hatta bu başlıktan bir ikinci defa daha yazsam iyi olacak sanırım.:) Hadi bakalım özlemle İstanbul günlerini yazmaya başlayalım.
MAÇLAAAAAAAR
İstanbul denince malum benim aklım ilk önce maçlara çalışır.Tabii ki bu sefer de öyle oldu ve gittiğimin ertesi günü kendimi Fenerbahçe Ülker-Tofaş maçında buldum.Normal sezonun son maçlarından biriydi ve bir şeyi itiraf etmem gerekirse sırf Ülker Arena'yı merak ettiğim için gittim.Sezarın hakkı sezara,salon gerçekten büyüleyici olmuş.Seyircisi bol olan bir maç birebir izleyemedim ama Fenerbahçe Ülker o salon dolduğunda gelecek sezon rakip takımlara zor dakikalar yaşatacaktır.Gelecek sezon diyorum çünkü Fenerbahçe Ülker-Beşiktaş Milangaz Play Off çeyrek final serisi tahmin ettiğim bir sonuçla bitmedi ve Fenerbahçe Ülker erken bir zamanlama ile mücadelelere veda etti.
Fenerbahçe Ülker maçlarıyla başladım İstanbul zamanlarıma ama İstanbul'daki maçlar serisi Anadolu Efes-Pınar Karşıyaka Play Off çeyrek finali ilk maçı ile devam etti.
Pınar Karşıyaka serisini çok zorlanmadan geçen Anadolu Efes'in yarı finalde rakibi Aliağa Petkim'i 2-0 ile geçen Banvit oldu.Tabii bu durum benim Ankara dönüş planlarımı epeyce etkiledi.Çünkü iki takımda da izlemekten inanılmaz keyif aldığım önemli oyuncular vardı ve ben bir Ankaralı olarak bu iki takımı karşılıklı izleme şansını her zaman yakalayamayabilirdim.Eeeeeee tabiki serinin en azından ilk maçı izlenebilmeliydi ki izlendi de... :)
Sonrasında seri Banvit sahasında yani Bandırma'daydı.Aslında kendimi organize edebilseydim Bandırma Karaali Acar Spor Salonu'nda da maç izlemeyi çok istiyordum.Ama olmadı.Peki bende maç planları biter mi?Daha doğrusu maç diyince arkadaşlarımın da aklına ilk kişi olarak geldiğim için başka planlara dahil olmazmıyım.Olurum.:)İstanbul'da herzaman olduğu gibi rehberliğine doyamadığım tek insan Aslı ile de basketbol dışında bir maç programı gelişti.
Evet,İnönü Stadyumu'nda oynanan Orduspor-Gaziantepspor maçına gittik.Her ne kadar futboldan anlamasak da o stadda coşkulu Orduspor taraftarlarının arasında maç izlemek eğlenceliydi.
Maç maceralarımın bu maçla bittiğini düşünmüyorsunuz herhalde.Anadolu Efes-Banvit maçı için bir kez daha Sinan Erdem Spor Salonu yolları tutulmadı değil.
Bu seride deyim yerindeyse Japonlar gibi fotoğraf çektim.:)neredeyse her gördüğüm anı fotoğrafladım diyebilirim.Öyle ki dijital reklam panolarındaki 2.lig şampiyonluk maçı duyurusu bile benim küçük objektifimden kaçmadı.
O maçada gittiğimi düşünüyorsunuz değil mi?Maalesef gidemedim.Ankara yollarının görünmeye başladığı zamana denk geldi.Ama Ted Kolej 1.lige şampiyon olarak çıktı ve 2.ligde de olduğu gibi benden pek kaçışları yok.:)
Maçların vazgeçilmezleri taraftarlar ve pankartları da objektifime takılmadı değil.:)
İstanbul'da maçlar sadece sevilen oyuncuları görmek ya da Japonlar gibi fotoğraf çekme fırsatları değildi.Ayrıca saygı duyduğum insanlara da küçük merhabalar diyebilme şanslarıydı.:)Sabırla bu merhabalara gülen yüzlerinizle karşılık verdiğiniz için teşekkürler Alper Yılmaz,Zeynepgül Onay Ene,Sedat Özyer,Necati Güler ve Vedat Yangın...
Devamı MAÇLAR+DOSTLAR=İSTANBUL 2 başlığı altında geziler ve küçük aşklar olarak gelecek....... :D
MAÇLAAAAAAAR
İstanbul denince malum benim aklım ilk önce maçlara çalışır.Tabii ki bu sefer de öyle oldu ve gittiğimin ertesi günü kendimi Fenerbahçe Ülker-Tofaş maçında buldum.Normal sezonun son maçlarından biriydi ve bir şeyi itiraf etmem gerekirse sırf Ülker Arena'yı merak ettiğim için gittim.Sezarın hakkı sezara,salon gerçekten büyüleyici olmuş.Seyircisi bol olan bir maç birebir izleyemedim ama Fenerbahçe Ülker o salon dolduğunda gelecek sezon rakip takımlara zor dakikalar yaşatacaktır.Gelecek sezon diyorum çünkü Fenerbahçe Ülker-Beşiktaş Milangaz Play Off çeyrek final serisi tahmin ettiğim bir sonuçla bitmedi ve Fenerbahçe Ülker erken bir zamanlama ile mücadelelere veda etti.
Fenerbahçe Ülker maçlarıyla başladım İstanbul zamanlarıma ama İstanbul'daki maçlar serisi Anadolu Efes-Pınar Karşıyaka Play Off çeyrek finali ilk maçı ile devam etti.
Pınar Karşıyaka serisini çok zorlanmadan geçen Anadolu Efes'in yarı finalde rakibi Aliağa Petkim'i 2-0 ile geçen Banvit oldu.Tabii bu durum benim Ankara dönüş planlarımı epeyce etkiledi.Çünkü iki takımda da izlemekten inanılmaz keyif aldığım önemli oyuncular vardı ve ben bir Ankaralı olarak bu iki takımı karşılıklı izleme şansını her zaman yakalayamayabilirdim.Eeeeeee tabiki serinin en azından ilk maçı izlenebilmeliydi ki izlendi de... :)
Sonrasında seri Banvit sahasında yani Bandırma'daydı.Aslında kendimi organize edebilseydim Bandırma Karaali Acar Spor Salonu'nda da maç izlemeyi çok istiyordum.Ama olmadı.Peki bende maç planları biter mi?Daha doğrusu maç diyince arkadaşlarımın da aklına ilk kişi olarak geldiğim için başka planlara dahil olmazmıyım.Olurum.:)İstanbul'da herzaman olduğu gibi rehberliğine doyamadığım tek insan Aslı ile de basketbol dışında bir maç programı gelişti.
Evet,İnönü Stadyumu'nda oynanan Orduspor-Gaziantepspor maçına gittik.Her ne kadar futboldan anlamasak da o stadda coşkulu Orduspor taraftarlarının arasında maç izlemek eğlenceliydi.
Maç maceralarımın bu maçla bittiğini düşünmüyorsunuz herhalde.Anadolu Efes-Banvit maçı için bir kez daha Sinan Erdem Spor Salonu yolları tutulmadı değil.
Bu seride deyim yerindeyse Japonlar gibi fotoğraf çektim.:)neredeyse her gördüğüm anı fotoğrafladım diyebilirim.Öyle ki dijital reklam panolarındaki 2.lig şampiyonluk maçı duyurusu bile benim küçük objektifimden kaçmadı.
O maçada gittiğimi düşünüyorsunuz değil mi?Maalesef gidemedim.Ankara yollarının görünmeye başladığı zamana denk geldi.Ama Ted Kolej 1.lige şampiyon olarak çıktı ve 2.ligde de olduğu gibi benden pek kaçışları yok.:)
Maçların vazgeçilmezleri taraftarlar ve pankartları da objektifime takılmadı değil.:)
İstanbul'da maçlar sadece sevilen oyuncuları görmek ya da Japonlar gibi fotoğraf çekme fırsatları değildi.Ayrıca saygı duyduğum insanlara da küçük merhabalar diyebilme şanslarıydı.:)Sabırla bu merhabalara gülen yüzlerinizle karşılık verdiğiniz için teşekkürler Alper Yılmaz,Zeynepgül Onay Ene,Sedat Özyer,Necati Güler ve Vedat Yangın...
Devamı MAÇLAR+DOSTLAR=İSTANBUL 2 başlığı altında geziler ve küçük aşklar olarak gelecek....... :D
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)