5 Haziran 2012 Salı

MAÇLAR+DOSTLAR=İSTANBUL 1

Aslında İstanbul'dan geleli epeyce oldu diyebilirim.Ama ben Ankara'ya adapte olma süresini İstanbul'da kalma süresi gibi uzun tutunca anca bilgisayar başında yazı yazmaya başladım.O kadar çok anlatacak hikaye birikti ki yine...Fotoğrafları incelerken iyice farkettim ki bu yazı birazcık uzun sürecek.Hatta bu başlıktan bir ikinci defa daha yazsam iyi olacak sanırım.:) Hadi bakalım özlemle İstanbul günlerini yazmaya başlayalım.
MAÇLAAAAAAAR
İstanbul denince malum benim aklım ilk önce maçlara çalışır.Tabii ki bu sefer de öyle oldu ve gittiğimin ertesi günü kendimi Fenerbahçe Ülker-Tofaş maçında buldum.Normal sezonun son maçlarından biriydi ve bir şeyi itiraf etmem gerekirse sırf Ülker Arena'yı merak ettiğim için gittim.Sezarın hakkı sezara,salon gerçekten büyüleyici olmuş.Seyircisi bol olan bir maç birebir izleyemedim ama Fenerbahçe Ülker o salon dolduğunda gelecek sezon rakip takımlara zor dakikalar yaşatacaktır.Gelecek sezon diyorum çünkü Fenerbahçe Ülker-Beşiktaş Milangaz Play Off çeyrek final serisi tahmin ettiğim bir sonuçla bitmedi ve Fenerbahçe Ülker erken bir zamanlama ile mücadelelere veda etti.


Fenerbahçe Ülker maçlarıyla başladım İstanbul zamanlarıma ama İstanbul'daki maçlar serisi Anadolu Efes-Pınar Karşıyaka Play Off çeyrek finali ilk maçı ile devam etti.

Pınar Karşıyaka serisini çok zorlanmadan geçen Anadolu Efes'in yarı finalde rakibi Aliağa Petkim'i 2-0 ile geçen Banvit oldu.Tabii bu durum benim Ankara dönüş planlarımı epeyce etkiledi.Çünkü iki takımda da izlemekten inanılmaz keyif aldığım önemli oyuncular vardı ve ben bir Ankaralı olarak bu iki takımı karşılıklı izleme şansını her zaman yakalayamayabilirdim.Eeeeeee tabiki serinin en azından ilk maçı izlenebilmeliydi ki izlendi de... :)



Sonrasında seri Banvit sahasında yani Bandırma'daydı.Aslında kendimi organize edebilseydim Bandırma Karaali Acar Spor Salonu'nda da maç izlemeyi çok istiyordum.Ama olmadı.Peki bende maç planları biter mi?Daha doğrusu maç diyince arkadaşlarımın da aklına ilk kişi olarak geldiğim için başka planlara dahil olmazmıyım.Olurum.:)İstanbul'da herzaman olduğu gibi rehberliğine doyamadığım tek insan Aslı ile de basketbol dışında bir maç programı gelişti.



Evet,İnönü Stadyumu'nda oynanan Orduspor-Gaziantepspor maçına gittik.Her ne kadar futboldan anlamasak da o stadda coşkulu Orduspor taraftarlarının arasında maç izlemek eğlenceliydi.
Maç maceralarımın bu maçla bittiğini düşünmüyorsunuz herhalde.Anadolu Efes-Banvit maçı için bir kez daha Sinan Erdem Spor Salonu yolları tutulmadı değil.

Bu seride deyim yerindeyse Japonlar gibi fotoğraf çektim.:)neredeyse her gördüğüm anı fotoğrafladım diyebilirim.Öyle ki dijital reklam panolarındaki 2.lig şampiyonluk maçı duyurusu bile benim küçük objektifimden kaçmadı.

O maçada gittiğimi düşünüyorsunuz değil mi?Maalesef gidemedim.Ankara yollarının görünmeye başladığı zamana denk geldi.Ama Ted Kolej 1.lige şampiyon olarak çıktı ve 2.ligde de olduğu gibi benden pek kaçışları yok.:)
Maçların vazgeçilmezleri taraftarlar ve pankartları da objektifime takılmadı değil.:)



İstanbul'da maçlar sadece sevilen oyuncuları görmek ya da Japonlar gibi fotoğraf çekme fırsatları değildi.Ayrıca saygı duyduğum insanlara da küçük merhabalar diyebilme şanslarıydı.:)Sabırla bu merhabalara gülen yüzlerinizle karşılık verdiğiniz için teşekkürler Alper Yılmaz,Zeynepgül Onay Ene,Sedat Özyer,Necati Güler ve Vedat Yangın...










Devamı MAÇLAR+DOSTLAR=İSTANBUL 2 başlığı altında geziler ve küçük aşklar olarak gelecek....... :D









Hiç yorum yok: