15 Şubat 2013 Cuma

YİNE BASKETBOL YİNE YOLCULUK

Ayrıca yine gecikmeli bir yazı da diyebiliriz. :) Ama her zaman ki gibi o kadar çok fotoğraf çekmişim ki içlerinden sadece bir kaç tanecik seçip yazıyla bütünleştirmek zaman aldı.:)

Basketbolseverlerin bildiği gibi geçtiğimiz hafta Eskişehir'de Süper Toto Erkekler Türkiye Kupası karşılaşmaları vardı.Eee tabii Ankara'ya teknolojinin getirdiği nimetler sayesinde 1.5 saat uzaklıkta olan bu turnuvayı kaçırmam beklenemezdi.Hele bir de o kadar gitmek istediğim bir şehir olan Eskişehir söz konusu olunca yollara düşüldü.
Turnuvanın ilk günü Eskişehir'deki de ilk gündü.Turnuva bahanesiyle gittiğim şehirde halama misafir oldum.Daha doğrusu olsuk.Çünkü babamda vardı.Maç öncesi hala çocuklarıyla Porsuk Çayı'nın yeni yüzü kenarında ufak bir gezinti yapıldı.Küçük Venedik diyorlardı da pek inanamamıştım.Ama gerçekten küçük bir Venedik olma yolunda sağlam adımlar atılmış.:)Ve sonrasında turnuvanın ilk maç saati gelir.
Turnuvanın ilk karşılaşması Beşiktaş ve Ted Ankara Kolejliler arasında oldu.Ben biraz Ankaralı iyimserliğiyle acaba Ted Ankara Kolejliler galip gelir mi diye düşünsem de bu düşüncemi Beşiktaş çabuk çürüttü.:)Kupa maratonunun ilk galibiyeti Beşiktaş'tan geldi.Sonraki karşılaşma ise izleyenlere "acaba galip kim olur?" sorusunu gerçekten sorduran bir maçtı.Son zamanlarda ciddi bir galibiyet serisinde olan Pınar Karşıyaka ve yenilgilerle sakatlıklardan ve hatta antrenörünün rahatsızlığından bir türlü başını alamayan Fenerbahçe Ülker karşı karşıya geldi.Bu karşılaşma uzun süre başa baş gitse de Fenerbahçe Ülker sanırım tecrübesiyle olsa gerek sahadan galip ayrılarak Beşiktaş'ın yarı finalde rakibi oldu.


Eskişehirde ikinci gün Odunpazarı evlerine bir ön gezi tadındaydı.Bu ön gezinin en ilginç durağı çeşitli cam eserlerin bulunduğu cam müzesiydi.

Bu müzenin bir başka kısmında da cam eserler dışında fotoğraflar vardı ki gerçekten arşivlenmeye değer.Ben tabii ki yine spor kısmına daha çok ilgi gösterdim.Ama bu sefer basketbol yerine futbol dikkatimi çekti.Eskişehirspor'a ait eski fotoğraflar çok güzeldi.Bu fotoğraflar çok fazla anlamadığım bir branş olan futbolda EsEs'in farklı bir yeri olduğunu düşündürdü.

Aslında şehirde yürüyüş mesafesinde olabilecek her sokağa ayak bastım desem yeridir.Aklımda akşamki maçlar varken gezmek zor olsa da Eskişehir keyifli bir şehir ve insanı hemen içine alıyor.Ama tabiki kupa maratonunun ikinci günü maçları da izlendi.2.Gün maçları Hacettepe Üniversitesi-Banvit karşılaşması ile başladı.Hem Avrupa'da hemde Beko Basketbol Ligi'nde rakiplerini zor zamanlar yaşatan Banvit,üst üste aldığı mağlubiyetlerle kötü zamanlar geçiren Hacettepe Üniversitesi karşısında zorlanmadan galibiyete ulaştı.

Banvit,Anadolu Efes-Galatasaray Medical Park karşılaşmasından gelecek rakibini beklerken salon da ilginç bir desteğe şahit oldu.Eskişehirspor'un nam-ı değer EsEs'in taraftar grubu Anadolu Efes'i desteklemeye hatrı sayılır sayıda bir kalabalıkla gelmişti.

Ben tam "acaba futbolda Galatasaray-Eskişehirspor arasında bir husumet mi var" diye düşünürken EsEs'in Anadolu Efes'i destek nedeni anlaşıldı.Meğerse Kerem Gönlüm Eskişehirliymiş.

Bu karşılaşmada kime sorduysam Anadolu Efes'i yarı finalde görüyordu.Aslına bakarsanız çekişmeli de bir maç oldu.Bu maçın galibi ve Banvit'in yarı finaldeki rakibi Galatasaray Medical Park oldu.

Yarı final maçları bu hafta Euroleague'de de karşılaşacak olan Beşiktaş ve Fenerbahçe Ülker karşılaşması ile başladı.Kupada bir derbi izlemenin keyfini tribünde çıkarmak izleyenler için ne kadar keyifli olduysa sahada oyuncular ve teknik ekipler için bir o kadar zor bir maç oldu.Bu zor derbiden Fenerbahçe Ülker galibiyet çıkartarak finale adını yazdırdı ve Banvit-Galatasaray Medical Park karşılaşmasından gelecek olan rakibini beklemeye başladı.

Galatasaray Medical Park-Banvit karşılaşması hem maç sırasında hem de maç sonrasında hakem hatalarıyla çok konuşulan bir maç oldu.Hatta final havasında bir maçtı diyebilirim.Uzatmaya giden maçta sahadan galibiyetle ayrılıp Fenerbahçe Ülker'le finalde karşılaşacak olan takım Galatasaray Medical Park oldu.

Final günü benim için yine gezerek başladı.Eğer Eskişehir'e yolunuz düşerse Kent Park'a gidin derim.Hava soğuk olmasına rağmen orada yürüyüş yapmak keyifliydi.Eskişehir'e gidilir de çibörek yenmez mi?Eskişehir'de bir Papağan'da bir de Kırım Kültür Çibörek Evi'nde yedim.Hangisi diye sorarsanız ben Kırım Kültür Çibörek Evi'ni daha çok beğendim.Nacizhane fikrimdir.:)Tabii bu geziler de final maçını düşünerek devam etti.Kupa,Fenerbahçe Ülker-Galatasaray Medical Park derbisiyle sahibini bulacaktı.Ben daha çekişmeli bir maç bekliyordum ama her iki takımda son dakikalara kadar kontrollü oynayınca aradaki sayı farkı bir türlü açılmadı.Bir ara tansiyonun yükselmesi Galatasaray Medical Park adına kötü oldu ve Fenerbahçe Ülker Süper Toto Erkekler Kupası'nın sahibi olarak İstanbul'a döndü.

Maçlar bitince bu basketdelisine de Ankara yolları göründü.Ama Eskişehir'de görmeyi çok istediğim bir tarih vardı ki görebildiğim için kendimi şanslı adlediyorum.Eskişehir'de TCDD'de Türk mühendisler tarafından yapımı gerçekleşen Devrim Arabaları'nı bilirmisiniz.İşte o tarihi arabalardan birini gördüm.Hala üretildiği yerde bir cam mekan içinde sergileniyor.Özelliği ne diyenler varsa söyleyeyim.Devrim Arabaları %100 yerli üretim olan ilk otomobildir.

Eskişehir'de en çok zaman geçirilen yer sanırım Porsuk Çayı'nın geçtiği yerler olmuş.Maç önceleri en çok orada zaman geçirdim desem yalan olmaz.Porsuk'un yeni yüzü olan kafelerde her türlü içecek ve yiyecek bulmak mümkün.Bir de şehri ve mekanları bilen insanlar yanınızda olunca zaman ışık hızıyla geçiyor.Yeri gelmişken burada turnuva boyunca beni ve babamı misafir eden halama ve çocuklarına-kuzenlerime- ayrıca bana maçlarda eşlik eden 2.kuşak diyebileceğim kuzenlere de teşekkür etmem gerekiyor.:)

Aslına bakarsanız teşekkür faslına girdiğimde teşekkür edecek insan sayısı epey fazlaca.:)Bu yazıyı onlardan bir kaç tanesinin daha fotoğrafını koyarak sonlandırayım.:)

































































































































































































































































































































Eskişehir'i en kısa zamanda maçlar olmadan da gezmek gerek yani siz benim gibi bahanelere sığınmayın farklı şehirler görmek için.


Hiç yorum yok: