Antrenörlüğe 1983 yılında Galatasaray’da başladı.1993 sezonunda Ülker’e geçip kulübün altyapısının kuruluşunda görev aldı.1997–2001 Sezonları arasında 1.lig şampiyonlukları,3 Türkiye Kupası,4 Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandı.2006-07 Sezonunda Galatasaray Cafe Crown’da baş antrenör olarak play off’larda yarı finale çıktı.2008’de ULEB Kupası’nda Final Four katılma başarısı gösterdi.
Basketbola nasıl başladınız?
İlkokula giderken Spor Sergi’de Eski basketbolculardan Hüseyin Alp’in Oynadığı maça gitmiştim. Ondan sonra Eczacıbaşı’nın seçmelerine girdim. Bir dönem Eczacıbaşı’nda oynadım. Galatasaray Lisesi’ni kazandıktan sonra Galatasaray’da devam ettim. Yıldız Takımın son senesine kadar oynadım. Ondan sonra “senden basketbolcu olmayacak” dediler. Bende basketbolu çok sevdiğim için antrenörlüğe adım attım. Antrenörümüz İstanbul’daki en iyi altyapı antrenörlerinden Refa Ören’di. Onun yanında 1983’de antrenörlüğe başladım.
Galatasaray Cafe Crown’dan ayrılışınız nasıl oldu?
Galatasaray Cafe Crown’da benim işime son verdiler. Benim tercihim olan bir konu değildi. İşime son verilen hafta ligin 10.haftasıydı. 2 Mağlubiyetimiz 10 galibiyetimiz vardı. Beşiktaş Cola Turka’ya kaybedilen maç sonrası böyle bir karar alındı. Başka antrenörlerle konuştular. Böyle bir düşünce içerisinde oldukları için en doğru hareketin benim işime son vermeleri olacağını düşündüm. Medeni ölçülerde konuşarak bu işe son verdik.
Milli takımlarda da görev yapmış bir antrenör olarak Türk basketbolunun geleceği ile ilgili düşünceleriniz neler?
Hem gençlerimiz hem de tecrübeli oyuncularımız başarı için yeterli potansiyele sahipler. Ama aynı zamanda bu organizasyon ve takım kimyası ile ilgili olan bir konu. Bunu oluşturacak kişiler de Bogdan Tanjevic’in başında bulunduğu ekiptir. Geçtiğimiz şampiyonalardan bazı derslerin çıkarıldığını ve önümüzdeki şampiyonalarda Türk Milli Takımı’nın belirgin bir yeri olacağını düşünüyorum.
Hocam ülkemizde altyapılardan oyuncu yetişmediğinden şikayet edilir. Bu konudaki düşünceleriniz nedir?
Ülkemizde altyapıdan oyuncu yetişmiyor diyenlere katılmıyorum. Bunu söylediğiniz zaman 1.ligde izlenilen oyuncuların nereden yetiştiğini düşünmek gerek. Her sene çok genç bir oyuncunun lige renk getirmesi bekleniyor. Ama artık ligimizdeki bütçeler öyle çok arttı ve hedefler öyle çok büyüdü ki genç oyunculara tecrübeli oyunculardan yer verilemiyor. Genç oyuncuya tabii ki şans tanımak gerek ama genç oyuncu o formayı kapmalı.
Antrenörlerimizin yetişmesi hakkındaki düşünceleriniz neler?
Türkiye’de antrenörlük zor bir meslek. Henüz çok saygı gören bir meslek değil. Çok emek veren antrenörlerimiz var. Ama antrenör olmanın şu an için cazip olduğunu düşünmüyorum. Özellikle altyapı antrenörlüğü karşılıksız emek isteyen bir bölüm. O nedenle özellikle atyapı antrenörlerine saygı duyulması gerektiğine inanıyorum.
Sponsor destekleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sponsor çok önemli bir kavram. Özellikle teğet geçtiği söylenen krizinde yakın senelerde neler getirebileceğini biraz tahmin edebiliyoruz. O nedenle sponsorların bazı takımlara daha da fazla destek olması gerekecektir. Zaman içinde çeşitli firmalar ya takım olarak ya da sponsor olarak destek verdiler. Bu desteğin karşı getirisini sponsorların hissetmesi gerek. Organizasyon anlamında buna güveniyor olmaları gerek.
Hocam son olarak unutamadığınız bir maç anınızı anlatabilir misiniz?
Unutamadığım pek çok maç var ama bana göre en yakını ve en önemlisi ezeli rakibimize yenildiğimiz maçımız. Ezeli rakibimize kendi evimizde çok büyük farkla yenildik. Ona rağmen,bizi desteklemeye gelen 2500 taraftar dışarıya çıkmadan bizi soyunma odasından tekrar içeriye çağırdı. Bu Türkiye’de sık rastlanan bir olay olmadığı için Galatasaray’da unutamadığım bir andı. Bence Galatasaray taraftarı bu olayla Türk spor kamuoyuna güzel bir örnek oldu. Yenilmemize rağmen taraftarımız bizi destekledi. Bu da taraftarımızla sonuca bağlı olmayan bir empati kurduğumuzu gösteren bir andı.
Çok teşekkürler hocam…
Ben de teşekkür ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder